İran Fıkraları


  İran Fıkraları


Ders Tarih Olunca


Nadir o gün son saatteki Tarih dersine kadar sınıftaydı. Ama tarih dersinde öğretmen Safevîlerin çöküşünü anlatmaya başlayınca birdenbire hastalandı ve dışarı çıktı. Dersin sonuna doğru sınıfa dönünce öğretmen sordu:
- Ne zamandan beri yoktun sen?
- Safevîlerin çöküşünden beri öğretmenim!


Azrail Gönderdin


Bektaşi yoksulluktan bıkmış, ellerini açıp dua etmiş: 

“Allah’ım, şu canımı al da kurtar beni bu sefil dünyadan.” 

O sırada yanından geçtiği binanın duvarları yıkılmış. Bektaşi canını zor kurtarmış, ellerini havaya kaldırmış: 

“Allah’ım kırk yıldan beri ’bana biraz dünyalık ver’ diye sana dua ettim, beni dinlemedin. Şimdi hemen Azrail gönderdin...”

En Hayırlısı Nedir?

İranlı devlet adamı Nuşirevan, veziri Büzürcmihr'e:
-İnsan için en hayırlı şey nedir, diye sormuş.
O da:
-İnsanı yaşatacak akıldır, cevabını vermiş.
-Ya olmazsa ?
-Kusurunu örtecek kardeş.
-O da yoksa?
-Kendini sevdirecek mal.
-O da olmazsa?
-Sevilmemeye razı olmak.
-Peki o da yoksa, deyince.
-Artık onun için tertemiz bir ölüm, diye vermiş.



Deliler


İran fıkraları
Üç deli kayıkla denizde geziniyorlardı ki birdenfırtına patladı. Birbirlerine akıl danışmaya başladılar. Biri dedi ki:
- İkiniz suya girip kayığı itin, ben de dümene geçeyim


Niyetim Yok


İran fıkraları
İki deli konuşuyorlardı.
- Dünyadaki bütün mücevherleri ve elmasları satın almak istiyorum.
- Boşuna heveslenme; satmaya hiç niyetim yok!

Gübre Çekmeye


İran fıkraları
Nadir Şah bir gün zayıf bir şiir söyledi ve şair Mirza Mehdi Han'a sordu:
-Nasıl buldun bu şiiri?
- Zayıf bir şiir.
Sen misin bu lafı söyleyen; hiddetlendi Nadir Şah:
- Atın şunu ahıra; gübre çeksin!
Bir süre sonra Nadir Şah yine bir şiir söyleyip Mirza Mehdi Han'a tasdik ettirmek istedi. Şair hiçbir şey söylemeden kapıya yönelmişti ki Nadir Şah sordu:
-Nereye gidiyorsun?
- Ahıra, gübre çekmeye!


Terzi Testiye Düştü


İran fıkraları
Vaktiyle şehir kapısında dükkanı olan bir terzi vardı. Bu terzi çiviye bir testi asmıştı. Huy bu ya; ne zaman şehirden bir cenaze çıkarılsa, terzi o testiye bir taş atar ve her ay sonunda testideki taşları çıkarıp sayar, böylece o ay kaç kişinin öldüğünü hesaplardı. İşi bitince testiyi bir ay sonra boşaltmak üzere tekrar çivisine asardı.
Aradan bir süre geçti ve tesadüfen terzi ölüverdi. Bir müşteri terzinin dükkanına geldi ama onun ölümünden haberi yoktu. Komşusuna terzinin nerede olduğunu sordu.
Komşusu soğukkanlı cevap verdi:
- Terzi testiye düştü!



Sakın Evlenme


İran fıkraları
Ticaret için o şehir senin bu şehir benim dolaşan çirkin ve köse bir adam anlatıyor :
Vaktiyle Isfahan'daydım. Bir gün bir sokaktan geçerken süslü püslü bir kadın yanıma gelip "Nerelisin kardeş?" diye sordu. "Kaşanlıyım; ticaretle uğraşırım" dedim.
"Kaşan'dan güzel ve akıllı delikanlılar çıkar " dedi ve "siz evli misiniz?" diye sordu.
Kadının bana aşık olduğunu sandım. Çünkü şimdiye kadar hiç nasibim çıkmamıştı. Hoşuma gitti ve "Hayır, evlenmedim. Bu ilginizin sebebini sorabilir miyim?" diye sordum.
Kadın "Maksadım Allah'a hizmet. Şimdiye kadar evlenmedinse, Allah aşkına sakın evlenirim deme!" dedi.
"Neden?" diye sorduğumda " Aman yeryüzünde neslin kalmasın! Çünkü bu halinle senden doğacak nesil adama benzemez de ondan !" diye cevap verdi.


Horasanlının Eşeği


İran fıkraları
Horasanlı biri kervanda eşeğini kaybedince, başka bir eşek bulup yükünü yükledi. Ama asıl sahibi çıkıp eşeği yularından tuttu ve Horasanlının yükünü yere attı. Horasanlı eşeğin sahibiyle kavgaya tutuştu. Etraftan yetişenler Horasanlıya sordular:
- Senin eşek erkek miydi dişi miydi?
- Erkekti.
- Baksana bu eşek dişi!
- Canım erkek dedikse, o kadar da erkek değildi!

Devenin Gerdanlığı


İran fıkraları
Bir arap devesini kaybetmişti. Devesini bulursa bir dirheme satacağına yemin etti. Tesadüf bu ya , devesini buldu ama gönlü onu bir dirheme satmaya el vermedi. Bunun üzerine devenin boynuna bir kedi bağlayıp cerre çıktı:
-Boynunda beşyüz dirhemlik kediyle beraber bir dirheme deve satıyorum!
Yoldan geçen bir arap bunu duyunca dayanamadı:
- Gerdanlığı olmazsa ucuz bir deve !


Hırsız Götürür


İran fıkraları
Fıkıhçı Ebû Mansûr Sicistânî'ye sordular:
- Kırda bir subaşına gelsek ve gusül almak istesek , ne tarafa dönmeliyiz?
- Elbiselerinize doğru; yoksa hırsız götürür!

Etkili Dua


İran fıkraları
Bir sofu değirmene buğday götürdü.
Değirmenci : Şimdi zamanım yok.
Sofu : Şimdi buğdayımı öğütmezsen, sana, değirmenine ve eşeğine bela gelmesi için dua ederim !
Değirmenci : Senin her duan kabul oluyor mu?
Sofu : Evet.
Değirmenci : Öyle mi? Dua et de buğdayın öğütülsün bakalım!

Hangisini İstersin


İran fıkraları
Bir gün Gazneli Mahmut sırtında diken taşıyan zayıf mı zayıf bir ihtiyar gördü. Haline acıyıp "İhtiyar! Şu sıkıntıdan kurtulmak için iki üç altın mı istersin, bir eşek mi ? İki üç koyun mu, bir bağ mı? Dile benden." dedi.
- Altını ver, belime sarayım. Eşeğe binip koyunları önüme katayım. Bağa gidip ömrümün sonunda duacın olayım.
Sultan bu cevabı beğendi ve ihtiyarın dileklerini yerine getirdi.

İlgili Aramalar:
İran Fıkraları   İran Fıkraları Reviewed by Unknown on 08:53 Rating: 5

Hiç yorum yok