Sosyal Ağlarda Reklam Vermek
Reklam ve tanıtım, blogunuzu ya da pazarladığınız bir ürünü geniş kitlelere ulaştırmak için kullanılır. 2010’lu yıllarda bu cümleyi kurmuş olsam herkes sıradan bir bilgi ve normal bir yazıya giriş cümlesi sanardı. Ancak 2013 yılından itibaren devasa boyutlarda artan dijital reklamcılık bu tanımı değiştirdi: “Reklam ve tanıtım, blogunuzu ya da pazarladığınız bir ürünü alakalı kitleye ulaştırmak için kullanılır.”
Muhteşem hızla ilerleyen teknoloji, her geçen gün daha fazla isteğimizi doyurabilir hale geliyor. Dünyanın ilk web reklamı olan şu aşağıdaki reklamın üzerinden henüz 20 sene geçti. Yaşam için saniye kadar kısa olan bu sürede teknoloji şu an bizi “Son zamanlarda blogla ilgili arama yapmış, İstanbul’da oturan, 30 yaşından küçük erkeklere” reklamımızı gösterebilme noktasına geldi.
Peki Sosyal Medyanın Reklamcılıkta Yeri Ne?
Sosyal medya ile ulaşabileceğiniz insan sayısına diğer reklam yöntemleriyle de ulaşabilirsiniz. Hatta çok daha fazlasına! O halde neden sosyal medya?
Loyalty denilen kavram, reklamcılıkta sık kullanılır. Türkçesi sadakat ve bağlılık olan bu kelime sosyal medyada geniş ağ oluşturmak isteyenlerin sürekli aklında. Sosyal medya, kullanıcılarınız ile birebir bağlantıya geçip, samimi bir dünya oluşturabileceğiniz güzide bir mekan. Daha özel bir dünya olduğu için de bağlılık kavramının oluşturulması daha kolaylaşıyor. TV’ de izlediğiniz bir reklamla o markaya bir sadakat hissetmeyebilirsiniz ancak sosyal medyada sizi merkeze koymuş bir uygulama çıkardığı zaman o marka işte o zaman bir bağlılık filizlenebilir. Nike Fuel Band ürününü duymuşsunuzdur. Bu bileklik, sosyal medyada bir uygulama ile eşleştirilebiliyor ve arkadaşlarınızla gerçek hayat sporunda yarışıyorsunuz. Hem “oyunlaştırma” kullanılmış, hem merkezde kullanıcı var. Buda yanında “Loyalty” getirecek elbette…
İkinci neden, tabi ki ucuzluk. 10 TL lik reklamla binlerce kişiye ulaşabiliyorum. Ufak bütçeli bir blog siteniz dahi olsa bir anda binlerce kişiye blogunuzu gösterebilirsiniz. Ancak en baştaki durumu unutmayın. Facebook’a reklam verip “Türkiye-Genel” seçeneğini seçiyorsanız, kusura bakmayın ama siz teknolojiyi yakalayamadınız. Neden sitenizle veya ürününüzle ilgili kitlelere hitap etmiyorsunuz. Böylece dönüşüm oranlarınız çok daha iyi olacak!
Üçüncü neden, “earned media”. Yine reklamcılıkta çok duyulur. Türkçesi “Kazanılmış Medya”dır. THY reklamını hatırlayın. Messi ve Kobe ile olan reklamı. THY, X kadar para ödeyip bu reklamı yaptı ama daha sonra sen ben o, bu reklamı ailemize arkadaşlarımıza izlettik, ben Facebook’tan paylaştım, o da paylaştı, o da paylaştı sende paylaştın… THY bir X kadar daha para ÖDEMEYİP bu reklamı dünyaya yaydı. İşte bu sevgili okurlar Kazanılmış Medyadır. Viral reklam yapmak bu yüzden önemlidir. Kullanıcılar beğenirse o kadar hızlı yayılır ki, inanın reklam verseniz bu kadar etkisi olmazdı.
Umarım bu 3 maddenin işinizde ve tanıtımlarınızda faydası olur. Lütfen sadece Facebook hesabı açıp işi bırakmayın. Diğer sosyal mecralarda da bulunup sizinle ilgilenebilecek insanlara ulaşmanız çok yerinde olacaktır…
Yazar Hakkında: DijiAdam, blogculuğu ve bilgiyi paylaşmayı çok seven, yazdıkça yazası gelen, çocuk ruhlu bir insan.
Hiç yorum yok